Teknoloji şirketlerinin çinde kalma ısrarı.

Teknoloji Şirketlerinin Çinde Kalma Israrı.

Sanayi devrimi ile dünya endüstriyel anlamda çok büyük bir eşiği atladı. Sanayi devrimi sayesinde işçi gücünün çoğunu makinalara devredip seri üretim denilen bir kavram hayatımıza girdi. İkinci dünya savaşı ile zirveye ulaşan teknoloji yarışları ise şu an kullandığımız bilgisayarların ve cep telefonlarının temelini attı ama her zaman bu teknolojiler üretilirken -sanayi devriminden sonra bile- insan işçi gücü tamamen bitirilemedi. Bu yüzden de uzun yıllardır büyük teknolojileri elinde tutan çeşitli şirketler ucuz işçi gücüne sahip ülkelerde varlık göstermede ısrar ettiler. Bu yüzden de bu sektör Çin ve etrafında ki büyük nüfuslu ülkeler içinde büyüdü ve dünyaya satıldı. Ama artık dünya değişiyor ve ucuz insan gücüne ihtiyaç da günden güne azalıyor.

Neden Çin?

Çin, 1949 da Mao’nun Çin Halk Cumhuriyetin ilan etmesiyle özellikle nüfus politikaları açısından büyük tarihi gelişmelere sahne oldu. Özellikle 1960 dan sonra yürütülen politikalarla Çin, 600 milyon nüfustan 1982 de 1 milyar 9 milyona ulaşmayı başardı. Bugün ise 1 milyar 386 milyon nüfusu ile hala dünyanın en nüfuslu ülkesi olma ünvanını elinde taşıyor. Bunun bizzat Çin ekonomisi için ise ifade ettiği anlam ucuz işçi gücünden başka bir şey değil. Teknoloji şirketleri ise birincil öncelikli amaçları olarak en ucuz maliyetle en pahalı veyahut değerli ürünleri piyasaya sürmek için Çin de daha çok faaliyet göstermeye başladılar. Dünya piyasalarında ciddi varlık gösteren şirketler Çin de üretim tesisleri kurmaya başladılar ve donanım üreticileri de onları takip edip kendi tesislerini kurdular. Aslında bakıldığında şirket bazında ilk başlarda harika bir yer olduğu düşünülse de daha sonra görüldü ki bu büyük bir insanlık sorununa dönüşmeye başlıyordu.

Peki Bu Israrın Çözümü Nedir?

İnsanlar ilk başta bu tür şirketlerin ülkelerine gelip iş gücü oluşturmalarından memnun olmuş olsalar da daha sonraki dönemlerde anladılar ki onlara maaş diye verilen para dünya standartlarının ötesinde kendi ülkelerinin hayat standartlarının bile altında ve bu da onların yaşam şartlarını uzun çalışma saatleri ile birlikte büyük oranda baltalıyordu. Son dönemde ise cesur aktivistler sayesinde koca fabrikalarda ağır yaşam şartlarına maruz bırakılan bu insanları görüyor ve dünya kamuoyunda küçük de olsa bir nebze seslerinin duyulduğunu görebiliyoruz. Sorunun ise çözümü ise aslında çok basit: birlik olmak. Yıllardır imparatorluklarını muhtaç insanlardan kazanan bu büyük şirket sahiplerinin karşısında birlik olup kulaklarını sağır edecek kadar bir ses oluşturmak. Belki teknoloji sektörü birkaç adım geriye gider ama yaşam standardı yüksek insanlarla daha sıkı bir gelecek kurulabilir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.